Bal-Göç’ten yapılan yazılı açıklamada, basında yer alan 'Bulgaristan’daki Türkler ile Türkiye’deki Kürtlerin aynı şeyi talep ettiği' yönündeki iddialara cevap verdi. HÖH Partisi’nin BDP’ye benzetilmesinden rahatsızlık duyulduğuna dikkat çekilen açıklamada, şöyle denildi: “Öncelikle belirtmek gerekir ki, Balkan Türkleriyle Türkiye’deki Kürtler aynı değildir. Bunun ayrımına varamayanların temel tarih ve sosyoloji bilgilerinden yoksun oldukları veya kasıtlı olarak konuyu buraya taşımak istedikleri anlaş north california seo ılmaktadır. Konunun nesnelleşmesi açısından uluslararası alanda genel kabul gören 'azınlık' tanımına bakmak gerekliliğiyle beraber, azınlıkların uluslararasılaşması ve azınlık gibi gösterilenlerin uluslararasılaşması da bu bağlamda önemlidir.”
Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’dan geri çekilişiyle Türklerin azınlık haklarının ikili ve çok taraflı antlaşmalarla garanti altına alındığı vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Din, dil ve etnik köken itibariyle bağlı bulundukları devletin çoğunluk unsurlarıyla farklılıklar taşıyan Balkan Türkleri, çoğunlukla karışma eğilimi göstermeyen, garantör ana devleti bulunan, vatandaşlık bağıyla bağlı olunan, devlete sadakat gösteren, mevcut sorunlarını demokratik yollarla elde etmeye çalışan ve 130 yıla yakın bir süredir azınlık olarak yaşayan 'Dış Türkler' kitlesidir. Türkiye’de azınlık olarak gösterilen kardeşimiz Kürtlere baktığımızda ise milyonlarca Türk-Kürt evliliklerinin yanı sıra din ve folklorik öğelerimiz bütünleşmiş, kültürümüz kaynaşmış, bin yıldır kardeşçe bir arada yaşadığımız bir nüfus grubudur. Balkan Türklerinin yaşadıkları sıkıntılarla geçtikleri tarihsel evreleri bilmeyenler, oturdukları yerden karşılaştırma yapmadan önce, düştükleri tuzağın farkına varmalıdırlar. Ülkemizi Türk-Kürt olarak ayrıştırma çabasında olanlar, aslında bin yıllık kardeşliği parçalamanın derdinde olanlardır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş belgesi olarak kabul edilen Lozan Antlaşması’nda azınlık gruplarımız bellidir. Bu kapsamın dışında bir şeyler tanımlamaya çalışmak ise kuruluşa yönelik baltalamayı içermektedir.”
Açıklamada ayrıca Türkiye’deki Kürtlerin fırsat eşitliğine sahip olduğunu, Bakan, Başbakan ve hatta Cumhurbaşkanı bile olabilirken, kendi dillerinde 24 saat yayın yapan kanallara sahip oldukları dile getirildi. Balkanlar’daki Türkler’in ise antlaşmalara rağmen hak ihlallerine maruz kaldığı vurgulandı.
Açıklama, şu ifadelerle son buldu: “Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği (BAL-GÖÇ) olarak bizler, bölünmeye, parçalanmaya, birlik ve beraberliğin zedelenmesine yönelik eylemlerin dün olduğu gibi bugün de şiddetle karşısındayız. Balkanlar’daki Türkler azınlık haklarını tam manasıyla elde etme mücadelesine anayasal hak ve hukuktan uzaklaşmadan, evrensel hukuk ve normlarının herkesin hakkı olduğu bilinci ile Balkanlar'da dostluk, kardeşlik duygularının ve barışın ön plana çıkarılması noktasında devam edecektir.”
Kategori : GÜNCEL